![]() |
Çizeri bilinmiyor. |
Farkındayım uykudan yazarlığa atladık birden. Kafanızı karışmak istemem tabi. Karışık kafa iyi bişe olsa da... Gerçi günümüz insanı pek sevmiyor karışık kafalığı. Kafan karışık olunca ne yapman gerektiğini bilmiyorsun. Oysa programlanmış insanın gerekli olduğu günümüzde kafası karışık insanın ne yapacağı belli olmaz. Kurulu düzen kafası karışık insan istemez. Hatta kafa karışıklığını engellemek için psikoloğa gidiyor insanlar... Olamadı, psikolog onu düzeltme de yetersiz kalırsa bir üst makama; psikiyatra gidip ilaç alıp kafayı düzeltmek gerekir. Karışık kafa topla kafanı!!!
Ben de konuyu çok mu karıştırdım ne. Tabii fazla karışınca hazım sorunu yarışıyor insan. Hazım sorunu yaşayan birinin ilk önce karnı şişmeye başlıyor. Karışık beyin, direk bağırsaklara tepkisini koyuyor ve içeriden bişe dışarı çıkmasın bizi el aleme madara etmesin, önce şu iç dağınıklığı toparlayalım der gibi başlıyor alt sistemi kilitlemeye...
Uyku sorunlarını, yazarlıksız yazma tercihlerimi, kafa problemlerini, sindirim isyanını yazmayı bırakıp asıl amacıma, sosyal sorumluluk projem olan zenginlerimize geçelim. Yalnız biliyor musunuz bugün zenginlerden hiç bahsetmek istemiyorum. Anmak dahi istemiyorum kerataları. Oysa onları seviyorum zenginler de beni seviyor. Onlar; değer verdikleri hiç bir şeye değer vermediğim için beni. Ben, çok paraları olduğu için onları seviyorum. Zengin demek zaten sadece parası olan demektir. Bir zengine sorun neyin var diye hemen "Param var" der. Bir fakire sorun size kendisinde var olanı saymakla bitiremez. Sanırım ezikliğin intikamı... Neyi var neyi yok sayar. Ardından da "Çok şükür" der. Fakir, çok şükür diyerek aslında bir gün zengin olacağına inanır. Şükür demezse elinden var olanlarında alınacağını da... Çok şükür deeee!
Peki "Zenginlerin kafası karışır mı?" diye sorduğunu işitiyorum.
Hayır karışmaz. Zenginlerin kafası karışmaz... dedik ya onların parası var...